29 Haziran 2011 Çarşamba

Film Manyaklığı


Bir öğrenci için tatil demek; gezmek, dolaşmak ama en çok da sabahlara kadar film, dizi izlemek. Hatta bırak sabahlara kadarı, gözü çıkana kadar izlemektir gerektiğinde. Ve tabi ki ben de üniversite sınavından çıkmış zavallı bir öğrenci olarak bu işi layıkıyla yerine getirmeye çalışıyorum. Çalışmaktan değil de film seyretmekten kavanoz dibi gözlük takmaya başlayacağım.
Her neyse IMDB'nin ilk 250 sine başladım, yanında da dizi ve hatta oyun takviyesi yapıyorum. (Söylemeden geçemeyeceğim ben tam bir SIMS manyağıyım :D ) Akşam bi başlıyorum sabaha kadar ohooooo :D sonra öğlen kalkıyorum sıcak hafiften inince bi dışarı çıkıyorum sonra aynen devam maratona :D özlemişim ya!! Acısını çıkarmak lazım ama değil mi? :D
O zaman bana müsaade ben maratona devam ediyorum :) Gözlerinize iyi bakın :D

26 Haziran 2011 Pazar

Yaşandı Bitti Saygısızca




Veeeeeee sınavvv biteeerrr!! Nasıl sevindiğimi anlatmak için kelimelerden fazlası gerekli. Sınava girdiğimde çok heyecanlıydım duramadım son 5 dk falan ama son 45 e girdiğimizde aha dedim 45 dk sonra özgürüm resssmen özgürüm. Nitekim 15 dk kala çıktım sınavdan resmen koşa koşa indim merdivenleri.. Binadan çıktığımda Güneş o kadar parlak göründü ki gözüme, anlatamam. İçimden 'çıktım sınavdan heyooo bittiii be oww yeaaaa!!'' diye bağırmak, taklalar parandeler atmak, hoplamak zıplamak geçiyordu sadece. Eve gelene kadar sırıta sırıta gelmiş olmalıyım ki herkes bana tuhaf tuhaf bakıyordu. Her neyse, eve geldiğimde içimdeki bu heyecanı yatıştırmak için bi müddet kedilerimle güreştim bi süre. Yazın geldiğini yeni yeni hissediyorum resmen ya..
O değil de hala serbest olduğuma inanasım gelmiyor. Sanki biri beni sürekli takip altına almış bilgisayar açınca, kitap okuyunca kızıp bağıracak ''Neden çalışmıyorsun?!'' diyecek.. Soru çözme dürtüsüne engel olamıyorum, bunu nasıl yeneceğim hiç bilmiyorum :/
Her neyse, yaz programım belli oldu gibi. Önce Didim sonra İzmir sonra belki Ordu ondan sonrası Allah keriiiim :D
Sonuçlar açıklanana kadar kafam rahat ben de bu fırsatı sonuna kadar değerlendireceğim :D :D
Şimdilik hoşçakalıııııııııınnn :) :)

14 Haziran 2011 Salı

Dolunay



Ay değil mi hep bu duygusal olayların başlangıcı.. Şairlerin, yazarların ilham kaynağı.. Ben de tutuldum bu gece Dolunay'a.. İnsanı duygusal anında daha da duygusal yapıyor bu meret. Hele de deniz kenarındaysan, şehirden uzaksan daha da parlıyor gözünde. Ve tabi ki aşıksan..
Neyse ki şu an bu tanımların hiçbirine uymuyorum. O yüzden minimum düzeyde etkilendim bu sefer :) (minimum haldeyken oturup aşk meşk kokan bi yazı yazabiliyorsam maksimumdayken kim bilir neler yaparım. bak korktum kendimden)
Neyse zarar ziyan yok. Mehtaplı gecelerden bahsedip sizi ağlatacak kadar aşk acınızı hatırlatmaya hiç niyetim yok.
Bugün oturup bunları yazıyorsam kaçırdığım fırsatlara, yaptığım aptallıklara kızdığım içindir. 2. şans için ne kadar yalvarsam boş. Bugün gördüm yani on numara kapak oldu bana. Sen hangi akla hizmet arkanı dönüp gittiğin adamdan umut bekliyorsun ki? Eh müstahak bana. Uzun süre böyle leyla gibi gezerim artık. Kaçan balık büyük olur diye boşuna dememişler. Üniversiteye kısmet herhalde (tabi bu sene kazanabilirsem adamakıllı bi yerleri ki o da zor görünüyor. )
Bu konuda daha fazla konuşup rezil olmak istemiyorum. Çünkü yaptığım aptallıkların haddi hesabı yok.
Hadi iyi geceler, mucuklarım sizinle ^.^

eski dosta elveda..

Evin karşısındaki itfaiyenin yıkımına başladı belediye.. Benden de eski hatta en az aydın kadar eski olan emektar mekan.. Eski dostumjn gözümün önünde yıkılması gerçekten acı verici. Ama daha da acı verici olan şey itfaiye yerine balık hali ve restoran yapılacak olması.. Tamam bu size güzel görünebilir. Şehrin merkezinde bir balık restoranı hem de taze taze balıklar, gözünüzün önünde.. Ama bütün o balık kokusunu Özlem Çerçioğlu çekmeyecek! Ben çekeceğim! Ayrıca evin karşısındaki inşaatın ne derece sinir bozucu olduğu konusuna değinmeyeceğim bile.. Koskoca bi arazide olması da cabası!
Bugünü benim şikayet günüm ilan ediyorum sabahtan beri sinirim bozuk.. (havadan mıdır inşaattan mıdır) (akşamüstü güzel bi ahmakıslatan yedim ip askılıyla ıslanmak da ayrı bi fantezi meselesi tabi. Mevsimlerin suyu çıktı desem yeridir)
Her neyse, telefondan girmenin iğrenç tarafı çok uzun yazı yazamıyor olmam. O yüzden ben yine yazımı sonlandırıyorum.

Islanmamanız dileklerimle ^_^

sınav telası

Malum, yaklaşan bir (aslında birden fazla) üniversite sınavı var önümüzde.. İlk sınavdaki şifre skandalları ve soruların absürdlüğü benim motivasyonumu ciddi anlamda düşürdü.. Yapımda emeği geçen herkese teşekkürler.. Tabi bu motivasyon olayı benim ders çalışma düzenime de yansıdı.. Ders çalışamama düzenine geçiş yaptım yavaş yavaş.. Hal böyle olunca son haftalarda bile konu yetiştirme telaşı içerisinde kaldım.. Hoş değil... İlk oturumun önümüzdeki hafta olması ve benim blog yazmaya başlamam sanırım içinde bulunduğum karamsarlığın bir göstergesi.. Her neyse, sınavlardan sonra daha çok yazacağıma eminim :) bloguma bu karamsarlık içinde başlamak istemezdim ama sistemin bir dayatması olarak görelim bunu..

Kendinize iyi davranın ^.^